Masumiyet karinesinin, Lekelenmeme hakkının bir tezahürü: İhbar Hakkı ve Soruşturma Yapılmasına Yer Olmadığına Dair Karar(CMK 158/6)


   Etrafınızda bulunduğundan emin olduğum bir güruh var ki savcılık makamının kişiyi cezalandırmada mahkeme gibi etki göstereceği anlayışında. Karşılaşılan uyuşmazlıkları ve suç teşkil etmeyen hukuka aykırılıkları ihbar etme veya şikayette bulunma ile kişi üzerinde bir leke bırakılıyordu. Bu konuda kolluğa başvurmanın masrafsız olduğunu ve bu başvurunun da kolay olduğunu düşünürsek aslında suç olmayan fiillerin soruşturma kapsamında incelenme zorunluluğu doğuyordu. Savcılık makamı da suç teşkil etmeyen fiilin tespiti ile “Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar” veriyor-halk arasındaki ismiyle takipsizlik-, bu karar da ihbar veya şikayet edilenin siciline işliyordu.

   Verilen Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar ile şüpheli sıfatını alan kişilerin işlem kayıtları, gerek kollukta yapılan GBT ve gerekse savcılıkta yapılan UYAP sorgusunda çıkmaktadır. Örneğin borcunu ödemeyen bir kişiye hukuk davası açılması gerekirken kolluk kuvvetlerine başvurarak ceza davası açma girişiminde bulunulduğunda; kolluk kuvvetleri bu başvuruyu gerçekleştirirken borcunu ödemeyen kişiyi “şüpheli” olarak kaydetmekteydi. Yeni düzenleme ile Cumhuriyet Savcısına ön inceleme hakkı getirildi(CMK 158/6). Bu ön incelemede Cumhuriyet Savcısı basit şüphenin oluşup oluşmadığı yönünde değerlendirme yapmak zorunda bırakıldı. Bu değerlendirmede kanunun aradığı şartlar sağlandığı durumda(CMK 158/6) Savcı, ön inceleme evrakı olarak sisteme giriş yapacak, verilen Soruşturma Yapılmasına Yer Olmadığına Dair Kararı mahsus sisteme kaydedecektir. Bu sistemdeki kayıtlar yalnızca ihtiyaç olunması durumunda mahkeme ve savcılıklar tarafından görünebilir.

   Bu yapılan düzenleme ile kişilerin adil yargılanma hakkının ve lekelenmeme hakkının korunması amaçlanmış, evrensel Ceza Muhakemesi ilkelerine, Yargıtay kararlarına, AİHM kararlarına ve AİHM Sözleşmesine uygun hareket edilmiştir.

   CMK 158/6’nın şartları oluştuğu durumda kolluk kuvvetlerinin takdir yetkisi ortadan kalkmaktadır. Yine de kolluk tarafından “Ön Soruşturma Sistemi” kapsamında değerlendirilmesi gerekirken failin “şüpheli” statüsüne sokulması hukuka aykırılık teşkil eder. Bu durumda elde edilen deliller de hukuka aykırı delil statüsünde değerlendirilir.

CMK 158/6’nın Şartları

·       İhbar veya şikayet konusu fiilin açıkça suç teşkil etmediğinin anlaşılması.

·       İhbar veya şikayetin genel ve soyut nitelikte olması.

Bu iki durumun birlikte olması gerekmez; 158/6’nın uygulanabilmesi için birinin varlığı yeterlidir.

Eğer bu şartlar sağlanmazsa kolluk veya Cumhuriyet Savcısı, kişiye “şüpheli” sıfatı verecektir.




CMK 158/6’daki İhbar ile CMK 160’daki İhbar Bambaşka

   Eskiden Emniyet, şikayet veya ihbar üzerine sisteme giriş yaparken suç konusunu girmek zorundaydı. Faili de “şüpheli” statüsünde değerlendiriyor ve 160’ın içine sokuyordu. Fiil de suç teşkil etmese bile fail, KYOK kararı ile sicilinde iz bırakıyordu. “Ön Soruşturma Evrakı Modülü” ile suç teşkil etmediği açıkça anlaşılan fiilin varlığında ya da ihbar veya şikayetin soyut ve genel nitelikte olması durumunda 158/6 ile Cumhuriyet Savcısına ön inceleme hakkı ve görevi getirilmiştir. Savcı SYOK(Soruşturma Yapılmasına Yer Olmadığı Kararı) kararını vermesi ile failin sicili temiz kalmakta, böylece lekelenmeme hakkına riayet edilmektedir.

   Cumhuriyet Savcısı, CMK 160’a göre basit şüphe varsa soruşturma sistemine kaydedecek, CMK 160’a göre basit şüphe sınırına ulaşmayan, genel ve soyut nitelikte bir ihbar varsa Ön inceleme modülü(ihbar modülü) sistemine kaydedecektir. Savcı, basit şüphe sınırına gelinmediği takdirde Soruşturmanın Yapılmasına Yer Olmadığı Kararı verir.

Biz Müdafi Olarak Ne Yapacağız?

   Müvekkilimiz bizi aradı, şu anda karakolda olduğunu söyledi ve TCK’da ya da diğer ceza yasalarında suç teşkil etmeyen bir fiilde bulundu. Biz avukat olarak kolluk kuvvetlerine “İsnat edilen eylem TCK’da ya da diğer ceza yasalarında suç olarak öngörülmemiş, CMK 158/6’da bu duruma işaret ediyor. Siz bu fiili soruşturma sistemine değil de ön inceleme evrakı olarak sisteme girin.” diyeceğiz. Sonra kolluk görevlisi Cumhuriyet Savcısını arayacak, savcı da ön inceleme evrakı olarak sisteme girilmesi gerektiğini kolluk görevlilerine iletecektir. Yani “Müvekkilimize ‘şüpheli’ değil, ‘ihbar edilen’ ibaresinin verilmesini istiyoruz.” diyeceğiz.

   Ön İnceleme Sistemine kayıt bizim için o kadar önemli ki; soruşturma sistemine kaydedildikten sonra tekrar ön inceleme sistemine kayıt geçişi olmuyor. Kaydın niteliği bu şekilde değişmiyor. Yani ihbar kaydı soruşturma kaydına dönebilir ancak soruşturma kaydı ihbar kaydına dönüştürülemez.

Örnekler:

   Mala zarar verme suçu kasten işlenebilen bir suçtur; taksirle işlenemez. Örneğin yanlışlıkla bir kişinin aracına zarar veren kişi, bu zararı ödememesi nedeniyle emniyete düştüğünde soruşturma sistemine kaydedilmek yerine 158/6’daki ihbar sistemine kaydedilmelidir. Kast olmadığından tipiklik unsuru gerçekleşmemiştir; suçun işlenmediği açıktır.

   Kendi çantasını aldığını zanneden bir kişi farklı bir kişinin çantasını aldığında hırsızlık suçunu işlemiş olmaz. Hırsızlık suçu da kasten işlenebilen bir suçtur, fiili hata söz konusudur. Bizim yapmamız gereken ön soruşturma evrakına kayıt isteminde bulunmak olacaktır.

   Eşlerden biri, diğerini aldatmak amaçlı aile konutu kullanarak zinada bulunduğu durumda zina suç olarak sayılmasa bile aldatılan eşin zımni rızasının olmadığından konut dokunulmazlığı suçunun oluştuğunu söyleyebiliriz. Bu durumda soruşturma sistemine kayıt gerekecektir(TCK 116)

   İcra İflas 341 ile çocuk teslimine muhalefete verilecek yaptırım tazyik hapsidir. Tazyik hapsi suç olmadığından kişi “şüpheli” sıfatını almamalı, soruşturma sistemine kaydedilmemelidir.

   İşlenmiş olan suçun zamanaşımına uğraması da SYOK kararını gerektirecektir.

   “Genel ve Soyut” olma ibaresinden örneklendirme yapacak olursak örneğin komşusunun beynine çip yerleştirdiğini ve beynini patlatacağını iddia eden bir adamın ihbarı, 158/6’nın ikinci şartı kapsamında değerlendirilebilir.

SYOK Kararına İtiraz

Ø  Müşteki veya suçtan zarar gören tarafından, kendisine tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edilebilir.

Ø  Sulh Ceza Hakimi, itirazı yerinde görürse SYOK kararı kalkar; Cumhuriyet savcısı soruşturma başlatır ve şüpheli hakkında yeterli şüphe varsa iddianame düzenleyerek mahkemeye verir (CMK m.173).

Ø  Sulh Ceza Hakimliğinin kararı itirazın reddi ise bu karar kesindir; bu karara karşı da “Kanun Yararına Bozma” kanun yoluna gidilebilir.

   Her ne kadar soruşturma evresi gizlilik ilkesine tabi de olsa bir şekilde kamuya mâl olan kişiler ya da medyada infial oluşturan olayların failleri, yargıya intikal ettiği zaman medyanın ilgi ve alakası üst düzey oluyor ancak kişi takipsizlik veya beraat aldığı zaman aynı ilgi ve alaka gösterilmiyor. Bu durumda kişi damgalanıyor; üzerinde adeta bir leke kalıyor. SYOK kararı ile soruşturmanın dahi başlamadığını kabul edersek bu durumun önüne mümkün olduğu kadar geçmiş olduğumuzu da söyleyebiliriz.

SORU: 657’ye tabi kamu görevlileri açısından; KYOK kararı verildikten sonra, kişi ile alakalı karar, ilgili bulunduğu birime gönderiliyor. SYOK kararı da ilgili birime gönderilebilir mi?

   “…yetkili kurullarca yapılan soruşturma sonunda düzenlenen takipsizlik, meni muhakeme, iddianame, talepname veya lüzumu muhakeme karar suretleri ile ilgili mahkemelerce verilen kesinleşmiş karar suretleri bu personelin bağlı olduğu bakanlık veya kurum veya kuruluşa gönderilir.” DMK 131/3

   Kanunun lafzına baktığımızda “…soruşturma sonunda düzenlenen…” şeklinde bir ifade olduğundan; SYOK kararı soruşturma sonunda değil soruşturmadan önceki ön inceleme aşamasının sonunda verildiğinden; SYOK kararı kanunda belirtilen ilgili birimlere gönderilmemelidir. Eğer gönderilirse ve kişi disiplin soruşturmasına maruz kalırsa; bu disiplin soruşturması da hukuka aykırı olacaktır.

   Cumhuriyet Savcısının soruşturma için izin alması gereken bir durumun varlığında, kaybolması muhtemel deliller var ise bu delilleri topladıktan sonra ancak kişinin ifadesini almadan önce soruşturma izni almak zorundadır. Bunun yanında soruşturma iznine tabi olmayan suçlar kanunda sayılmaktadır(zimmet,  rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma vs.)

   Ek Bilgi: Öğretmenin öğrencisini dövmesi, tehdidi, hakareti göreviyle ilgili olmadığından soruşturma iznine gerek olmayan suçlardır ancak 5580 Özel Eğitim Kurumları Kanunu madde 9 ile özel eğitim kurumlarındaki öğretmenler için bu izin prosedürü varlığını sürdürmektedir.

Avukatlar için;

   Avukatlık Kanunu madde 58: “Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır.”

   Avukatların şikayet edilmesi durumunda, ihbar kaydının oluşturulması ve SYOK kararı verilmesi, Bakanlığa yazı yazılıp izin istenmesi gerekir. Eğer şikayet “Avukat beni bekletti” şeklindeki kadar basit ise Bakanlığa yazı yazılmasına dahi gerek yoktur.

 

 



KAYNAKÇA

Ø  CMK

·       MADDE 158/6

·       MADDE 160

·       MADDE 173

Ø  TCK MADDE 116

Ø  İİK MADDE 341

Ø  657 DEVLET MEMURLARI KANUNU 131/3

Ø  AVUKATLIK KANUNU MADDE 58

Ø  ÖZEL EĞİTİM KURUMLARI KANUNU MADDE 9

Ø  MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI, RÜŞVET VE YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE KANUNU MADDE 17

Ø  LEKELENMEME HAKKI ÇERÇEVESİNDE İHBAR HAKKI VE SYOK – AKADEMİKÜRSÜ DERGİSİ, HAKİM-ADALET AKADEMİSİ - ÖĞRETİM GÖREVLİSİ ERSEL ASLAN, HAKİM-ADALET AKADEMİSİ - ÖĞRETİM GÖREVLİSİ ONUR UTKU SEVİM.

Yorumlar

  1. Daima ezilenden yana tavır almak için kanuna gerek yok.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar