Kardeşimin Hikayesi - Zülfü Livaneli

  

   Kitabı okumaya başladığımda, cümlelerin özenle seçilmiş olduğunu ve karakterlerin duygularının okuyucuya hissettirildiğini fark ettim. Kitabın bir diğer önemli özelliği ise sürükleyici olmasıydı. Bir bölüm bittiğinde diğer bölümü, büyük bir heyecan ve merak içerisinde okumaya başlıyordum. Roman adeta iki gün içinde elimde eridi.

   Mutlulukta son noktanın aşk olmadığını, aşkın çok tehlikeli ve bir uçurumun kıyısında gözü bağlı yürümek olduğunu aktarmaya çalışan Zülfü Livaneli, müthiş kurgusuyla okuyucuyu kitaba bağlıyor.

   Genç, güzel ve meraklı bir gazeteci kızın, bir kadın cinayeti nedeniyle sakin bir balıkçı köyüne gelmesiyle başlar her şey. Bu kız cinayeti araştırmak için önce baş kahraman olan ve cinayetin yaşandığı davette yer alan Ahmet Arslan’ın evinin kapısını çalar. Cinayet ile ilgili konuşmalar, Ahmet Bey’in kızdan hoşlanması ve onun daha uzun süre yanında kalmasını istemesi sebebiyle kardeşi Mehmet’in hikayesine yönelmeye başlar. Ahmet Bey genç yaşta anne ve babasını bir kazada kaybetmiş ve ikiz kardeşi Mehmet ile büyümüştür. Ahmet elektrik, Mehmet ise inşaat mühendisidir. Ahmet Bey, aynı zamanda bir doku hastalığı nedeniyle insanlara dokunamamakta hatta tokalaşamamaktadır.

   Ahmet, gazeteci kızı meraklandıran Mehmet’in hikayesini anlatmaya başlar: Rusya’da beraber yaşarlarken Mehmet, Olga adında bir kıza aşık olur. İş arkadaşları Ludmilla, Olga ile Mehmet’e çevirmenlik yapmaktadır. Ancak daha sonra Ludmilla, Mehmet’i ihbar eder ve hapishaneye düşmesini sağlayarak uzaklaştırır. Mehmet, kaldığı hücreye gelen bir adam sayesinde hapishaneden kurtulur. Ludmilla’nın Mehmet’i ihbar etmesinin nedeni ise Olga’ya aşık olmasıdır.

   Kitabın sonunda katil açığa çıkıyor, Mehmet’in hikayesi tamamlanıyor ve şaşkınlık içerisinde bırakacak büyük sürprizler sizleri bekliyor; okumanızı tavsiye ediyorum. J