Neden Adalet?

Sormamız gereken
önemli sorulardan biri de neden adalet için çalışmaya ihtiyaç duyarız?
Yaşamımız boyunca
nereye gidersek gidelim bizimle beraber olan, verdiğimiz ya da vereceğimiz kararlara
etki eden ve yaşanan zulümlere karşı tepki vermemizi sağlayan bir olgunun varlığı,
insanoğlunun adalete olan ihtiyacını arttırıyor. Adalet için çalışma gerekliliğinin
tek gerekçesi olmasa da "vicdan", insanoğlunun yaratılışından gelen ve adalet
istemini arttıran bir faktör olarak kendini gösteriyor.
Dini inancımız açısından bakacak olursak; "Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım"(Zariyat, 56) ayetinden de anlaşılacağı üzere yaşama amacımız Allah’a kulluk etmektir. Kulluğun gerekliliği de Allah’ın emir ve yasaklarına uygun davranışlarda bulunmak olarak nitelendirilebilir. Allah’ın emirlerinden biri de, her hafta Cuma namazında hutbede okunan Nahl suresi 90. ayette geçen adalettir(‘’Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar.’’). Bu ayette Allah’ın, açık bir şekilde adaletli olmamızı emrettiğini, bunun sonucunda da inancın insanlar için adaletli çalışma isteğini arttıran en önemli unsurlardan biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Diğer taraftan, Allah’ın sübut-i sıfatlarından bir tanesi de ilimdir. Buna göre Allah, dünyada adaletin nasıl sağlanabileceği ve adaletli bir sistem için nelerin gerektiği de dâhil olmak üzere her şeyi bilendir. Müslüman olan bir insanın da, Allah’a kulluk vazifesini yerine getirmek, Allah’ın emir ve yasaklarına uymak maksadıyla adalet arayışı içinde bulunması durumunda, adaletin ve adalet için kurulması gereken adil düzenin, ancak Allah’ın emir ve yasakları çerçevesinde gerçekleşebileceğini bilmesi de doğal bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır.
Dini inancımız açısından bakacak olursak; "Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım"(Zariyat, 56) ayetinden de anlaşılacağı üzere yaşama amacımız Allah’a kulluk etmektir. Kulluğun gerekliliği de Allah’ın emir ve yasaklarına uygun davranışlarda bulunmak olarak nitelendirilebilir. Allah’ın emirlerinden biri de, her hafta Cuma namazında hutbede okunan Nahl suresi 90. ayette geçen adalettir(‘’Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar.’’). Bu ayette Allah’ın, açık bir şekilde adaletli olmamızı emrettiğini, bunun sonucunda da inancın insanlar için adaletli çalışma isteğini arttıran en önemli unsurlardan biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Diğer taraftan, Allah’ın sübut-i sıfatlarından bir tanesi de ilimdir. Buna göre Allah, dünyada adaletin nasıl sağlanabileceği ve adaletli bir sistem için nelerin gerektiği de dâhil olmak üzere her şeyi bilendir. Müslüman olan bir insanın da, Allah’a kulluk vazifesini yerine getirmek, Allah’ın emir ve yasaklarına uymak maksadıyla adalet arayışı içinde bulunması durumunda, adaletin ve adalet için kurulması gereken adil düzenin, ancak Allah’ın emir ve yasakları çerçevesinde gerçekleşebileceğini bilmesi de doğal bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır.
👍
YanıtlaSil